İSA KARATEPE
Sümeyye
Bahar geliyor Sümeyye
Ayak sesinden tanırım yağmuru
Bir karınca su taşır yoluna
Bulutu bol olur hicranın
Gönül kirpiklerine kuşlar konar hasretten
Süzülen ben miyim yüzünün saçaklarından
Dördüncü cemre düşer yüreğime
Nebinin çölünde bak sırılsıklamım.
Bir güvercin yüreği gibi koşuyor aydınlık
Yüzüne yansıyor bir çiçekte
Papatya gibi gülümsüyorsun,
Suretin bir ekmeğin yüzü gibi sıcak
Lahzana ayan sırdan geldim,
Karanlıklardan aydınlığa süzülür gibi
Yıldız bilir semadaki hikmetini.
Uzakta bir liman puslu dumanlı
Maviyi arayan müptela ruhum
Martıların sevinci parlıyor gözlerinde
Pul pul dizilen halkalar gibi
Saçların med – vuslatıdır, yüzümün cezirlerinde
Bir sahil yalnızlığıdır kederim
Donar durur kirpiklerinde
Kar tanesi bakışını
Hangi güneş eritir bilmem
Yüzündeki yaşın talibi yok
Ben severim yeryüzündeki katreni ve her bir zerreni
Bir yemin mi dudakların
Çığlığı en derin sessizliği gibidir
Kuru bir nehri bekleyen su gibi muktedir
Ey son sözün hikmeti, ilk sözün asaleti
Tövbesini bilmem ben, bu sevda illetinin
Kalbine yük değilim bir gök, sanki yüzüne benzer
Velev ki sabr
Sen çözersin suskunluğumu
Adın bütün alfabeleri
Bütün kentleri, gökyüzünü
Adın dörtnala koşan acıları
Adın Sümeyye,
Yeryüzündeki tüm ayrılıkları
Gönlümdeki mahşerin yangınları
Susturur.
Sıratını geçerim bütün vuslatların.
Bir gölge düşer avlunun ortasına
Gelişini bilirim Sümeyye
Uzaklardan bir kekik kokusu gibi sessiz
Bir muştu iner badem gözlü akşamlara
Bir yel eser yüzümdeki hatıralara
Sensiz olan her şeyi alır götürür
Adını dağlar gibi bekleyen çölümde
Bir hurma dalı olur sabrım
Durur zamanın eşiğinde gözlerin bakar
Tebessümünle başlar Medine de bahar
Üçüncü hicreti yaşarım seninle
Dilsiz bir sevdadır yüreğimde yankın.
Sümeyye,
Hangi aşkın kıyamıdır gözlerin…