A.VAHAP DAĞKILIÇ
Suyun Yüzü
Ne zaman ikindi yağmurlarına yakalansam
savrulur kırık güller gönül bahçeme
akar gözlerimde hasretin
vurulur sana bilenen günlerim
uğruna can verilen bakışlar tarafından
isyan kokar çığlıklar
akar fırtına….
Bırakır eşiğimize kar kokan adını
yaşamın kapıları sürgülenir
toprağa belenen ağıtlar kalır ardından
gün soyunur omuzlardan tan vakti
el değmemiş düşlerim lekelenir
Gizem olur gamzedeki caziben
ağarır yarınlarım
kalır serkeş rüzgarlarda teninin utancı…
Ne zaman ikindi yağmurlarına yakalansam
“Bir seni sevmiştim ölesiye” nağmeleri geçer
yağmur buğusu kirpiklerinde…
Eşkıya olur aynalar
yorgun mahzenlerde
sürgüne soyunur ümitlerim
kırılır tebessüm…
Kalır bir hatıra mesafesi aramızda
mahşer olur geceler
yorulur seni taşıyan gözlerim
üşür ateşe selam verenler, devrilir düşler
süzülür gecenin kollarında aşk
ve, felaket olur yokluğun, eylül yapraklarında
kalır celselerde şuh kadın merhameti…
Ne zaman ikindi yağmurlarına yakalansam
bir tetikte üşüyen umutlarım dağılır
kalmaz takatim…
Diyeti ödenen aşklar solar saçlarında
yâr olur soluğumdaki buse, acı yankılanır duvarlarımda
iç kavgalarıma yetmez olur gücüm
vurulur pusuda hayatım sabır kurşunlarıyla
çöker yağmurlarım…
Oturur zaman suçlu sandalyesinde
armağan aşklar şahit
verilir hüküm, düşülür kayıtlardan bahar
kalır çığlıkla aramızda birkaç dakika…
Ne zaman ikindi yağmurlarına yakalansam
hüznümü paylaştığım leylaklar solar
öksüz olur Yusuf pahalı çehrelerde
yanık akar ırmaklarım yeşile inat…
Uysal kılınır yer, çalınır çocuk yanlarım
gelir misafir hüzün lekeli bakışlarla
ağlar Züleyha……
Ertelenir vuslatlar; bir tebessüm sonu
geçer yüzünün modası aynalar boyu
hıçkırıklar kuşanır hayat
kalır ellerimde bir deste keder
sana rehin olur bu gönül
Ne zaman ikindi yağmurlarına yakalansam
yüreğimde yitik bir havar yükselir…
Suyun Yüzü