HARUN KAYA
Trilogya I / İnce He Sesinde
Ey niyelerin korkusu terk et perdeyi
Eman ver sînemize
Ey tecellilerin sevgisi yaklaş
Kuşan kendiliğimizi kuşat
Eman ver sînemize
Ey tecellilerin sevgisi yaklaş
Kuşan kendiliğimizi kuşat
Emin kıl yaban cürmünden
Ey yola koyan
Yürüt sesini çölde ve gecede
Yürüt rengini ince he sesinde
Ey çölün ve gecenin rabbi
Ellerimiz safran kınalı
Ellerimiz bin hadrâ
Bak, denizler gibi çalkalanıyor naz
Niyaz, dalga dalga
Avaz, bahar kadar
Sonbahar kadar kavi kavlimiz
Ey yola koyan
Yürüt sesini çölde ve gecede
Yürüt rengini ince he sesinde
Ey çölün ve gecenin rabbi
Ellerimiz safran kınalı
Ellerimiz bin hadrâ
Bak, denizler gibi çalkalanıyor naz
Niyaz, dalga dalga
Avaz, bahar kadar
Sonbahar kadar kavi kavlimiz
Yürüt harflerini İlâhi
Sular gibi yürüt
Yıldızlar gibi…
Sular gibi yürüt
Yıldızlar gibi…
Ey yürüyen
Niyesi kalmamış hayatın
Kim, neden yürür, niçin, niye
Kalmamış kabzı sadırda bilinir olmuş
Tenhada baskın yemiş körpecik kelime
Âlem dûr iken karîb olmuş
Bast olmuş gece lâm düşünde
Hâne seyr-i âlem sarısında safranın
Seyr-i âlem serde şal
Kim, neden yürür niçin niye
Kim, nerden bilesi, niçin, niye…
Niyesi kalmamış hayatın
Kim, neden yürür, niçin, niye
Kalmamış kabzı sadırda bilinir olmuş
Tenhada baskın yemiş körpecik kelime
Âlem dûr iken karîb olmuş
Bast olmuş gece lâm düşünde
Hâne seyr-i âlem sarısında safranın
Seyr-i âlem serde şal
Kim, neden yürür niçin niye
Kim, nerden bilesi, niçin, niye…
Ey gözüm inanma
Görüngülere inanma
Bulduğundur ayna ve yol
Yola bakanda göze başında oy
Çöl mü belledin sîneni
Bulut gelende çöl sanrı düşer…
Bak gelengiler el öpüyor
Develer doğuruyor bak
Atlar koşuyor ufuklar ardına uçar gibi
İmrenilesi kuş neşesi kuşlukta
Zühre düşünde zuhur
İşâreti asra bedel sabırdır ikindi
Uykusu şerh eder sahrâda bahârı
Bahârı gelende bilir de gel olur…
Akşam çökende an, damla damla
İşâ düşende mum, damla damla
Nûr içinde gece, gece içinde nûr
Nar düşmüş kursaklar nûr içinde
Ol içinde ay altında başak
Güz ekinidir bu kar içinde habbeler
İnşâd olmuş sarmaşık hâr içinde
Şâd olmuş arş altında arz
Şâd olmuş niyeler
Şâd olmuş öyleler ey!
Öyle…
Görüngülere inanma
Bulduğundur ayna ve yol
Yola bakanda göze başında oy
Çöl mü belledin sîneni
Bulut gelende çöl sanrı düşer…
Bak gelengiler el öpüyor
Develer doğuruyor bak
Atlar koşuyor ufuklar ardına uçar gibi
İmrenilesi kuş neşesi kuşlukta
Zühre düşünde zuhur
İşâreti asra bedel sabırdır ikindi
Uykusu şerh eder sahrâda bahârı
Bahârı gelende bilir de gel olur…
Akşam çökende an, damla damla
İşâ düşende mum, damla damla
Nûr içinde gece, gece içinde nûr
Nar düşmüş kursaklar nûr içinde
Ol içinde ay altında başak
Güz ekinidir bu kar içinde habbeler
İnşâd olmuş sarmaşık hâr içinde
Şâd olmuş arş altında arz
Şâd olmuş niyeler
Şâd olmuş öyleler ey!
Öyle…