İSMAİL OKUTAN
Üzgün Bakıyorum Ölü Şehre
İçimde ağlayan bir çocuk var, gözleri buğulanmış
Nereye sığınacağını bilemiyor
Boynu bükük ve buruk duruyor kolonların altında
Çehresi korku ve endişe ile doluyor
Asırlık bir yükün altında kalmış bedeni
Çökük omuzlarla çökmüş kaldırımın kenarına ah Berivan
Vişneçürüğü, ezik büzük bir zamana denk gelmiş
Ayakların altından kayıyor toprak deprem coğrafyasında
Zehir gibi bir acı zerk ediyor kanına zelzele
Ne oyun bilir ne hile, üstüne geliyor azgın bir çile
Payına düşen dağlarca kederdir bu küresel barbarlık çağında
İçinde alevden hüzünler
Elinden tutabilirsem sevinir dünyam
Enkazdan çıkarıp atıyor içine ezilmiş hayallerini
Nerede kaybetmiş mavi beyaz bilyelerini
Ezilen yüreğiyle süzüyor etrafını
Canavar bir korku dolduruyor yüreğini
Kanını donduruyor bir hafakan
Eziliyor kurşuni acıların altında
Eziliyor kurşuni acıların altında
Demire ve betona direniyor ruhu yer altından
Ruhu yavaş yavaş çekiliyor
Şehir değil denizdir burası
Tanımaz kimse, tınmaz taşlaşmış kalpler
Göz göze geldi işte eceliyle
Nutku tutuldu, kelimeler çıkmıyor ağzından
Boğazına tıkanıyor cümleler
Benimse kalbim hep hüzün dolu
Islak ve yırtıktır şimdi her yanım
İçimde ağlayan bir çocuk var, buğulanmış gözleri ezik
Enkazın altında ezilen sen misin, ben miyim ah Berivan
İçi kan ağlıyor dünya büyüklüğünde acılar, acıdan ibarettir dünya
Daha kaç asır sürecek bu elemler, bilemedim
Lime lime, paramparça virane olmuş yüreğim
İçimde ağlayan bir çocuk var, gözleri kanlanmış
Ölü gözlerle bakıyorum şehre
Karanlığa dalıyor karamsar, üzgün ve ölgün bakışları
Alev alevdir darmadağın olmuş yüreğinden yakarışları