Yahya Kemal’in Annesi ve Tesettür

ABDULBARİ KARABEYESER
Yahya Kemal’in Annesi ve Tesettür
 
Öyle bir zaman diliminde yaşıyoruz ki hiçbir şeyimiz gizli kalmıyor, her şeyimiz ulu orta sanal âlemde sergilediğimiz bir tezgâhta. Bu tezgâhın adı kâh instagram, kâh facebook, kâh twitter, kâh whatsapp… Adım attığımız yere tezgâhımızı taşıyoruz. Tezgâhlar tazesinden çekilmiş resimlerle, fotoğraflarla dopdolu. Önemli günlerden tutun da ölüm-yas günlerine kadar her kareyi yansıtan fotoğraflar bulmak mümkün bu tezgâhlarda. Yetmedi videolar çekip koyuyoruz. Ne hesap soran var, ne para isteyen… Her şey bir deklanşöre ya da telefon kamerasına bakar. 
 
Şahsi olarak boy boy resimlerin, fotoğrafların ulu orta servis edilmesinden hazzetmesem de herkesin kendi tercihidir ahlak kurallarını aşmadığı sürece saygı duymak lazım. Ancak bana öyle geliyor ki biz bu işi biraz değil çok çığırından çıkardık. Çünkü normalin çok üstünde bir teşhircilikle karşı karşıyayız. Kendimize saygımız kalmadı. Her şeyi tükettik, tüketiyoruz. En başta da kendimizi, değerlerimizi, bize kalması gereken özel hususiyetlerimizi… Boy boy resimlerimiz, deklanşöre kaptırdığımız yalancıktan gülücüklerimiz bizi pazar metaına dönüştürdü. Ruhsuz, sevgisiz, özlemsiz, tüketime odaklı ucuz bir pazar… Kimliklerimiz, aidiyetlerimiz, etiketlerimiz anlamsız artık. Hızlıca çözülüyoruz, çöküyoruz. Hasretler, özlemler bitti. Annemizin, babamızın, dedemizin, uzaktaki halamızın, yakındaki yeğenimizin velhasıl-ı kelâm fark etmez hepsinin fotoğrafları bu rengârenk ekranlarda, karşımızda. İstediğimiz anda görebiliyoruz onları. Bu konuda çok şanslıyız değil mi?! Ne yazık ki bizim kadar şanslı olamayanlar da yaşamış bu gök kubbenin altında. Bunlardan biri de meşhur şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’dır.
 
Çocukluğum, Gençliğim ve Edebi Hatıralarım”da annesinin bir fotoğrafına hasret yaşadığını okuduğumda içim cız etmişti. Hem şairimize hem de bu tezgâhlarda bonkörce yaptığımız paylaşımlara…  Fotoğraflarımız sanal âlemde adeta uçuşuyor. Hiçbir şeyin değeri, kıymeti kalmadı. Şairimiz bu günleri görseydi ne derdi acaba bilemiyorum ama onun annesinin bir fotoğrafına hasretle yetmiş dört senelik ömrünü (1884-1958) tamamladığını duymak her kalp sahibini yaralar. Umarım bizler de elimizdeki nimetlerin kıymetini bilenlerden oluruz.  İşte henüz on üç yaşındayken annesi Nakiye Hanım’ı toprağa veren ve ömür boyu onun bir fotoğrafına hasret yaşayan şairimizin yürek burkan sözleri:
 
“Annemin resminden mahrumum. Onun bir resmi hayatımın en büyük bir yadigârı olurdu. Annemin simasını şimdi iyi hatırlamıyorum. İslam tesettürünün en şedit muhitinde doğduğu, yaşadığı ve öldüğü için bir resmini bırakmadan kayboldu.”
 
Şairimiz, annesinin fotoğraf bırakmamasını bir parça İslam tesettür anlayışıyla yorumlamaktadır. Bu üzerinde düşünülmesi gereken bir konu sanırım. Şairimizin annesi, İslam tesettürüne bu denli sıkıca bağlıyken bugünkü sosyal medyada envai pozlarla tesettürlerini teşhir etmekten imtina etmeyen mütesettir hanım efendilere sormak lazım: Bugünkü tesettür anlayışıyla Yahya Kemal’in annesinin tesettür anlayışı arasında nasıl bir fark görüyorsunuz? Onunki mi daha İslami, yoksa bugünkü tesettür anlayışı mı? Umarım cevap vermeye değer bulanlar olur. Esen kalın, “mütesettir” kalın.
 
Yahya Kemal’in Annesi ve Tesettür

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir