Berr İsm-i Şerifi

MEHMET ALİ BAL
Berr İsm-i Şerifi
 
Berr İsm-i Şerifi “Kaynağı sadece kendinden gelen bir iyilik ve lütufla bütün yarattıklarına ve kullarına karşı merhametli, müsamahakâr, cömert, ihsanı bol ve şefkatli olan; kulları için iyilikleri ve hayırları yaratan” manasına gelmektedir. Berr İsm-i Şerifinin bir diğer muktezası ise “Allah’ın (cc) iyilik yapanları, ihsanda bulunan ve cömert olan kullarını sevmesidir, onlardan razı olmasıdır”.
 
“Berre (Be,rı) fiili sözünü , vaadini tutmak; kabul edilmek, tamamlanmak; onurlandırmak ve saygı göstermek” anlamlarına gelmektedir. Sözlüklerde başka ilginç anlamlarını da görmekteyiz. Mesela “İsim olarak, üzerinde insanın yürüdüğü sağlam zemin, toprak; ihsan (Birre), birini bağışlama, lütufkarlık; aynı isim taat, ihlas, sadakat; berre fiili iyilik yapmak” anlamları da mevcuttur (El Maani).
 
“Birre” kelimesinin Kuran’daki açılımını da paylaşmak istiyorum: “Yüzlerinizi (namazda) doğu ve batı tarafına çevirmeniz hayır ve taat (Yani el birre, iyilik) değildir. Fakat hayır ve ibadet, Allah’a, ahirete, meleklere, Allah’ın indirdiği kitaplara ve peygamberlere iman edenin ibadetidir ve Allah sevgisi üzere yahut mala olan sevgisine rağmen, malı (Fakir) akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere, köle ve esirlere (Kurtulmaları için) harcayan, namazı gereği üzere kılan ve zekâtı veren kimsenin; ahitleştikleri zaman sözlerine sadık kalanların, ihtiyaç ve sıkıntı hallerinde, cihat ve savaşlarda sabredenlerin hayrıdır. İşte, bu vasıfları taşıyanlar, hakka uyan sadıklardır ve bunlar takva sahipleridir (Bakara/177). Zannımca bu ayeti kerimede “Birre” kelimesinin sahih ve derinliğine manaları muhtevidir. Lisan-ül Arab gibi büyük sözlükler de Kuran’daki bu ayetin mana derinliğini bir “Anlam dizgesi” olarak almışlardır.
 
Berr İsm-i Şerifini, Esma-ül Hüsna’nın kaynağı olan Tevhit Hakikatinin ve cümlesinin mana çerçevesi içinden idrak etmeye çalışmak elzemdir. Öncelikle Berr İsminin tezahürlerine ve cilvelerine hakiki manasını veren Yegâne Kudret Sahibi olan Allah’ın (cc) varlığının ve hakikatinin kabulüdür. Mutlak ve hakiki kudrete ve ilahlık vasıflarına sahip olamayanların iyiliği ancak asli iyiliğin gölgeleridir, zayıf ışıklarıdır, ikincil yansımalarıdır.
 
Rabb-i Vahid’in tecellileri kesilse iyilikler kötülüğe, hayırlar şerre, muhabbetler düşmanlığa dönüşür. Zaaf ve kudretsizlik ile malul bir varlığın mutlak manada iyilik sahibi ve yaratıcısı olması düşünülemez. Hatta bazen dünyevi krallar, firavunlar, nemrutlar, fasık ve münafık melikler etbalarına iyilik ve lütuflarda bulunduklarını, bazen yalanlarla karışık bir şekilde yüksek bir belagat ile minnet ve ezada bulunarak söyler/ söyletir dururlar. Hâlbuki ne acınası bir haldedirler. Mutlak kudret ve ilim ve hikmet sahibi olandan başka kim hakiki iyilik sahibi olabilir? İyiliğin üzerinde başka bir gölge, kudretin damarlarında daha yüksek bir varlığının hükmü cari ve cali ise bu nasıl bir iyilik olabilir ki?
 
Nitekim Kuran-ı Kerim bu hali beliğ bir şekilde “Gerçekten biz bundan önce O’na yalvarıyorduk. Şüphesiz Berr (İyilik eden), Rahim (Esirgeyen) ancak O’dur” (Tur/28) hükmüyle mühürlemektedir. İman edenlere ise yukarıdaki mealini verdiğimiz Bakara/177. Ayetin mealinde olduğu gibi şefkatle, hikmetle, ilimle ve kudretle Berr İsm-i Şerifinin manası üzerinden tevhidin lüzumunu ve şirkten içtinabı ders vermektedir.
 
Berr İsm-i Şerifinin, yukarıda ifade etmeye çalıştığımız nedenlerle de olsa gerek, biz kulları üzerindeki küçük yasımalar şeklindeki tecellilerine mazhar olduğumuzda, yani bir iyilik yapma cüzi kudretiyle donatıldığımızda, nimetlerin sahibi hakikisi olan Zatı Berr olan Allah’ı (cc) anmak ve O’na şükretmek lazımdır. Zira O vermeseydi biz veremezdik. O dilemeseydi biz olamazdık.
 
Berr İsm-i Şerifinin tecelli ve tezahürlerini hakikat noktasından tefekkür ettiğimizde, görürüz ki bu iyilik ve hayır tecellileri çoğu zaman bir sebep sonuç silsilesiyle bağı değillerdir. Adeta iyilikler ve hayırlar yoktan var edilerek verilmektedir. Hatta en fazla tabiat kanunlarıyla bağlı olan, en fazla alıştığımız nimetler ziyade bu sebep ve sonuç silsilesinden azadedirler.
Hatta bu iyilik ve hayırlar, öylesine bir halde bağışlanırlar ki, bizler kul olarak o ihsanı, bereketi ve iyiliği anlamaktan aciz kalırız. “Onları (Denizde) bir dalga gölgelikler gibi kapladığında, dini Allah’a has kılarak Ona yalvarırlar. Allah onları kurtarıp karaya çıkarınca, onlardan bir kısmı orta yolu tutar. Bizim ayetlerimizi ise son derece kaypak, son derece nankör olanlar inkâr eder” (Lokman/32).
 
Allah (cc) ezeli ve ebedi ilmiyle dalalete sapacakları bildiği halde iyilik ve ihsanda bulunur. Bu ne büyük bir ihsan ve nimettir! Buradan da anlıyoruz ki, Berr İsm-i Şerifinin tecellileri umuma şamildir. Kuran ahlakı ile ahlaklanan müminlerin Berr İsmine mazhariyet ile yaptıkları iyilikler de umuma şamildir.
 
Bütün evrene baktığımızda Berr İsm-i Şerifinin tecelli dalgalarını müşahede ederiz. Hatta bize şer görünen olayların gerçek planında iyilik esastır. Güzellik ve hayır esastır. Hani bazen içimizi kemiren büyük dertler ve sıkıntılar yaşarız. Berr İsm-i Şerifinin manasında meknuz olan taat, ihlas ve sadakat ile sabır gösterdiğimizde Allah (cc) yine Berr İsminin manasında meknuz olan iyilik, hayır ve lütufları üzerimize yağdırıverir. Ola ki, Berr İsminin tecellilerini bir tevhit kuşağında bekleyelim. Sabrımıza tevhidi kaynak, ümidimizi tevhide rabıta kılalım.
 
“Ey mutlak ve hakiki iyiliğin, hayrın, güzelliğin, lütufların ve nimetlerin sahibi yegânesi Zatı Berr olan Rabbimiz (cc) bize Berr İsminin de bir tecellisi olarak Esmayı Hüsna’nın hakikatini akıl, vicdan ve ruhlarımızda duyur. Zamanımızda, coğrafyamızda ve ferdi hayatlarımız içinde yaşadığımız dayanamayacağımız ölçüdeki ağır hadiselerin, facia ve felaketlerin içinden bizleri hayır ve iyilikle donanmış zamanlara çıkart. Dağılan dikkatlerimizden, şaşırmış akıllarımızdan, isabetli olmayan kanaatlerimizden korunmak için tevhidi hakikiye bizleri ulaştır. Ulaştır ki, sahte iyilikler değil, hakiki hayır ve berekete erişelim. Sadece ve sadece Senin (cc) Berr İsm-i Şerifini zikredelim. Kabul eyle ya Rabbi, ya Zatı Berr, Zatı Kadir, Zatı Hakim. Amin.”
 

 

ROTAP- banner-

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir