Zamanın Sahipleri

MEHMET ALİ BAL
Zamanın Sahipleri
 
Kimlerdir zamanın sahipleri? Bu soru çok da yadırganmamalıdır. Zira bazıları zamanın mülkü olurlar istisnai olan bazıları ise zamanın sahipleridirler. İnsan için zamanın çocuğu der bir Arapça özdeyiş. İnsan zamanının ürünüdür kuşkusuz. Ancak bu zamanın mülkü olmakla sahibi olmak arasındaki sarkaç zamanın çocuğu olma noktasına doğru ifratla yaklaştığında zamanın mülkü, zamanın objesi olmak kaçınılmaz olur. Ancak sarkaç zamanın sahibi olma zirvesine çıktığında, artık insandır zamanını değiştiren, zamanına değer katan. İşte birinci sınıf büyük tabakaya zaman hükmeder. Nadir ve nadide ikinci sınıf ise zamanın hükümranıdır. Bu yüzdendir ki, zamanın sahipleri kimlerdir sorusu hem yerinde hem de cevaplanması zor bir sorudur. Çünkü zamanın sahipleri hem nadir hem nadide hem de çok özel nitelikler taşırlar. Onları tanımak için biraz çaba sarf etmek gerekir.
 
Zamanın sahibi olmak kavramı kişisel bir kavram da sayılmaz. Kuran-ı Kerim’de çok yerde geçen “İnsanın yeryüzünde veya kendi bedeninde bir halife olarak yaratılması” hitabı, insanın potansiyel olarak zamanın da hâkimi olmasını içermektedir. Zamanın sahipleri öncelikle bu gerçeğin en fazla bilincine sahip fevkalade insanlardır.
 
Saatler zamanı ölçen araçlar oldukları gibi zamanı karşılayan, zamanı süsleyen merasim elbiseleri ve süsleridirler. Zamanın kıymetini, dakikliğini saatlerdeki incelik, dakiklik ve itinadan istihraç ederiz, çıkarsarız.
 
Zaman fevkalade geçici hatta uçucudur ve amorftur. Zamanı kavramak, idrak etmek, tanımlamak neredeyse imkânsızdır. Zamanı avlamak için son derece hassas, hüşyar (Uyanık) bir “Sayyad-ı vakt” (Vakit avcısı) olmak gerektir.
 
İşte nadide saatlerin içine ve yüzlerine yansıyan zarif işçilik, ince sanat ve güçlü ritimler vakit avcısının özelliklerine işaret ederler. Bu yüzden zenginlikleri abartı, süsleri israf ve kıymetleri göstermelik değildir. Her biri zaman ve avcısına dair bazı özellikleri işaret ederler, çağrıştırırlar.
 
Saatlerin sembollerinin işaret ettiği zamanının sahiplerini biraz daha açık tanımaya çalışalım. Bir kere zamanın sahipleri içinde yaşadıkları evrenin de sahipleri olma potansiyeline sahiptirler. Arzın efendisi ve halifesi olarak yaratılmanın bilincindedirler. Bilinçle birlikte iradeyi de vurgulamak şarttır. Ki zamanın sahiplerinin en üstün özellikleri arasında irade vardır. Zamanın akıp giderken insani varlığımızdan alıp götürdüğü fiziksel kayıplara, değişimlere karşı elimiz kolumuz bağlıdır. Ancak, manevi anlamda zaman selinin önünde direnebilmek mümkündür. Zamanın sahipleri zaman dalgaları arasında emin sörfçüler gibi mücadeleci, dev gemiler gibi de yükleri ağırdır. Bu yüzden zamanın önünde iradesiz bir yaprak değil, zamanın üzerinde rotası olan transatlantikler gibidirler. Ne dalgaların çarpıntısından korkarlar ne de dev akıntılara teslim olurlar. Adeta zamanın mahiyetini değiştirme gibi bir imkânsızı denemeksizin kendi “Zaman auralarını” yaratırlar. İrade güçlerine bir de inşa gücü eklenir. Bireysel irade bireysel kendini gerçekleştirme çabasına dönüşür. Bu çaba, eserini verinceye kadar insanın kendini yaşatma ideali de devam eder.
 
Ancak, bu insan olma, kendini var edebilme mücadelesi bu kadar da basit değildir. Özellikle zaman, yukarıda da belirttiğim gibi, fevkalade geçici hatta uçucudur ve amorftur. Zaman ve eşya okyanusunun üzerindeki sayısız zaman köpüğü bir var olur ve derhal yok olur giderler. Okyanusun derinlerini görmek, derinlere nüfuz etmek de bu zaman köpüklenmesini çözmekle mümkündür. Sayısız köpüğün çözümü ise ilk önce bir köpüğün çözümüyle başlar. O yüzdendir ki, zamanın sahipleri zamanın sonsuzluk hissi verecek derecede akan köpüklerine “Fenanın, faniliğin” penceresinden bakarlarsa da onları “Hiçliğin” içine atmazlar. Küçümsemezler. Değersiz görmezler. Hoyratça harcamazlar. O köpükçüklerin her birinin sonsuzluğa açılan kapılardan biri olabileceğini bilirler. Okyanusun derinliği kadar minik köpükçüklerin varlığını da önemserler. Onlar için her bir köpükçük sonsuzluğa açılan bir kapı olabilir. Bu yüzden zamana karşı çok nazik, narin ve müsamahalıdırlar. Zamanın uçuşan köpüklerinden daha yumuşak parmaklarıyla yakalamaya çalışırlar. Onlar için zamanın her parıltısı vardır, her parıltısı görülmeye değerdir.
 
Zamanın sahiplerini sabahların esintileri içinde görebiliriz. Gecelerin derin karanlıklarında coşkulu vecd içinde aydınlık arayışında buluruz. Gündüzlerin yoğun karmaşası ve meşgalesi devam ederken zamanın sükûnetli, dingin ve verimli koylarını araştırırlar. Çünkü bilirler ki, zamanın her zaman bir arka odası vardır. Kırkambarı içinde bereketler, mutluluklar, ümitler, yeni oluşlar vardır. Bu yüzden zamanın esrarengiz odaları önünde sabırla bekleyenlerin iç fısıltılarını bile düşük sesle yaptıklarını görürüz.
 
Zamanın sahiplerini sadece bu sabırla ve büyük ümitle beklemek tanımlayamaz. Zamanın sahipleri zamanın kıymetine uygun biçimde, asil ve elit tavırlarla beklerler. Geleceğin içinden izler ve işaretler taşırlar. Bizler onları sadece bugünün insanları olarak görürüz ve yanılırız, onlar geleceğin de sahipleridirler… Bazen bugünde geleceği yaşadıkları gibi köklere dönme ihtiyaç varsa eğer bugünde geçmişin değerlerini yaşatırlar. Bütün bu yaşatma ve inşa etme çabalarında onları son derece güçlü, mücadeleci ve yüksek değerde cisimleşmiş görürüz. Zamanın dalgaları onların sahillerine ümitsizlik, karamsarlık, uyuşukluk, yıkıcılık gibi yaşamın olumsuz döküntülerini getiremez. Onlar bir kale gibi bir deniz feneri gibi durdukları yerde durur giderler.
 
Nihayet zamanın getirdiklerinin hoş bir kabulle yaşanması ayrı bir özellikleridir. Bu da içsel ve dışsal estetiğin, zarafetin ve asaletin gerçekleştirilmesidir. Tıpkı zamanı ifade eden saatlerin süsleri, değerli incileri ve törensel kuşamlarının da ayrılmaz özellikleri olması gibi zamanın sahiplerinde de aynı estetik ve güzellik ölçülerinin bulunduğu bir gerçektir.
 
Bütün bunlardan dolayı ben bazen saatleri anlatırken zamanın sahiplerini de anlatmaya başlıyorum. Bilemiyorum ki, yüksek değerde elit saatleri mi anlatıyorum yoksa asil ve elit nitelikli sahiplerini mi? Belki en güzeli de bu yüksek değerlerin, elit özelliklerin ve zarafet öğelerinin iç içe geçmesi, birbirini tamamladığının ifadesidir. O zaman saatler olduklarından daha değerli ve elit saat dostları kendilerine yakışan aksesuarlarla zarafetlerini tamamlamış olmaktadırlar.
 
Bu ortak kendimizi gerçekleştirme çabamızda yürümekten büyük mutluluk duymaktayım. Siz seçkin saat dostları için hep en iyiyi ve en tamamlayıcı olanı araştırmanın ve temin etmenin gururu, özgüveni içindeyim. Bu elit saat ailesinin bir üyesi olmak gerçekten ayrıcalıklı bir durumdur. Yazarken de bu bütün bu olağanüstü çabanın, mutluluğun, özgüvenin ve gururun kesiştiği bir hal içinde yazıyorum. Bütün yazdıklarımız, arz ettiğimiz saatlerimiz siz saat dostlarına hediye olsun efendim.
 
 
ROTAP- banner-

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir