“Sefa Nedir?” Yahut “Güle Çıktım Gülmedim”

MEHMET AYCI
“Sefa Nedir?” Yahut “Güle Çıktım Gülmedim”
| TÜRKÜ YAZILARI |
 
Güzelle gezeriz de bunun bizim için bir sefa olduğunu bilmeyiz. Hayat böyledir; bize “verilen” onca nimetin ne kadar önemli olduğunu onu kaybettikten sonra anlarız. Biz derken, buradaki biz, bütün bir kişioğlu… Bilmek, aynı zamanda bir hakkı teslim olarak da okunabilir elbette, türküdeki anlamının yanında… Ne var ki, doğallık kendi bilgisini de içinde taşır ve onun bir bilgi olduğunu çoğu zaman sezdirmeden bilgilendirir bizi…
 
Ürgüp yöresinde ilk dörtlüğü aynı ancak farklı söylenen, Isparta ve Tavşanlı yöresinde aynı ezgiyle söylenen “Şerife’m”, halk tabiriyle “Şefre’m” türküsünden bahsediyoruz. “Güle çıktım gülmedim” adıyla da rastlamışsınızdır kayıtlarda.
 
“Güle çıktım gülmedim”: Gül ağacı çıkılmayacak kadar narin olsa da, güle çıkmanın çok çağrışımlı bir tarafı var. Zahmetli ve bir iş… Sefası kadar cefası da var. Ve devamında söyleyici gülden düşüyor ve ölmüyor. Güle çıkıp gülmemek ve gülden düşüp ölmemek üzerine sayfalarca yazılabilir. Esasında nimet-külfet ilişkisini bu kadar estetik anlatan az sayıda metin vardır yeryüzünde, bu kadar sözcük tasarrufuyla üstelik… Bu türküye dair farklı bir yazı yazmışlığımız da var.
 
Devam edelim: “Güzel senle gezmesi/Sefa imiş bilmedim”… Derinleşen, koyulaşan ve derinliği ölçülemeyen bir durum fotoğrafının ikinci bir dile çevrilmesi gibi… Güle çıkıp gülmediğini ve gülden düşüp ölmediğini yine gerekçesini saklı tutarak izah etme çabası…
 
Türkü şöyle:
“Güle çıktım gülmedim
Gülden düştüm ölmedim
Güzel senle gezmesi
(Şerife’m sen yaktın beni)
Sefa imiş bilmedim
 
Penceresi parmaklı
Şerife’m elma yanaklı
İstedim de vermedi
(Şerife’m sen yaktın beni)
Kızı çok mu kıymetli
 
Bahçelerde (i)limon
(İ)limonu ben almam
Nereye gidiyon sen güzel
(Şerife’m sen yaktın beni)
Ben olsam ayrılamam”
 
Türkünün Ege Bölgesinde yaygın söylenen hali bu…  Kütahya derlemesini esas aldık…
 
Bir de ezgisi ve son iki dörtlüğü farklı olan Ürgüplü Refik Başaran kaydı var; hatırı kalmasın, okuduğunuz gibi ancak, “Şerife’si” yok…
 
“Güle çıktım gülmedim
Gülden düştüm ölmedim
O yar ile gezmesi
Sefa imiş bilmedim
 
Çayır çimen üstünde
İnek güderim inek
Hayriye’min yüzünden
Yedim yüz elli değnek
 
Uzadım kamış oldum
Damladım gümüş oldum
Ben sevdana düşeli
Yuva tutmaz kuş oldum”
 
Bana sorarsanız Şerife’m Türküsünü Tuğba Ger’den dinlemeli…  Hem kendi çalıp söylüyor, hem de “hava”sı var…
 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir