“ANLIKLAR III” den
Ne Dağ Benim Ne Ne…
Yüreğime kim ateş taşır beni yangınlara salar, kim yangınlarımı söndürme çabasında olur… bilmenin ötesidir bu. Yangınım benim, ateşim benim, korum benim, suyum, buzum, bulut ve yağmurum benim… Susmak ve yalnız bir dağın başında sırtını bir kayaya dayanarak ve dalarak ötelere dağların ötesine bulutların kanatlarına tutunma düşüyle var olmak bana düşer… Nedir beni böyle alıp götüren, nedir beni bir dağ zirvesinde saçlarını rüzgâra, kara, tipiye ve belki de olmazlara salan… Mevsim güze evrildi burada duramam, istesem de kalamam. İstesem de burada ölemem. Kendimi uçuruma salacak bir hâl yok olmaz da. Nasıl tırmandıysam öyle de inmeliyim, zamanında. Nasıl soluk soluğa kaldıysam ve varlığımı bir bilince döndürdüysem, tırmandığım yerden belki de daha uygun olanından inmeliyim. Kendi dağımdan ovama, konağıma dönmeliyim. Daracık mekândan dünyayı bir pencereden izlemeliyim mi? Bu ben miyim, kabıma sığar mıyım böyle yaparsam. Ben benim yani çelişkilerimin kurbanıyım.
Sonsuzluk Denizi
Zamanın ötesinde bir zaman, bir uzam bir derinlik. Dalgalar tenimi, saçlarımı, ruhumu yalıyor durmadan. Beni kıyıdan kıyıya, kayadan kayaya çarpıyor. Bazan munisleşiyor, kıpırtısız, dalgasız duruluyor. Çıplak ayaklarımla kumsalda güzel güzel geziniyorum bir hoşlukla. Çok geçmiyor bir zaman sonra karabulutlar ufukta belirince, bir karanlık üzerime çökünce, denizin kıpırtısı bir uğultuya dönüşünce bana ne kumsal ne kıyı kalıyor. Ötelere savruluyorum. Ya da denizin dalgalarına kapılıyorum. Tuzlu sular içime boca oluyor içim dışıma taşıyor. Dışım içimi taşıyamıyor. Derinlerine dalamıyor beni alacak canımı alacak. Gücüm yok. Bir yere kadar birkaç dakikalığına en çok direnebiliyorum dayanabiliyorum. Ben bu hayatın, bu denizin, bu oluşun dışındayım. Beni çekip içine aldıkça, kuşattıkça ve sardıkça öteme gidemiyorum. Dalgalarım içime vuruyor darmadağın ediyor beni, un ufak ediyor. Ben susuyorum, deniz susmuyor ben içleniyorum deniz gizlerini içinde tutuyor. Beni çağırıyor, içine alıyor, sarıyor kuşatıyor ve sonra savurup atıyor. Oradan oraya çarpıyor. Ne kanatlanma gücüm, ne kulaç atma yeteneğim var. Uzak dur desen duramam, kal desen kalamam, git desen gidemem. Şaşkınlıklarım benden de öte. Ben benden de öteyim. Öteler benim içimde. Ben ötelerin ve engin denizlerin içindeyim.
7EDİ İKLİM dergisi Sayı 297 / Aralık 2014