NAİME DÖNDERİCİ
Yeni Bir Benliğe Uyanmak
Günaydın!
Ben senim. İçinde bir yerlerde her zaman saklı tuttuğun, ancak uyanmak için zamanımı bekleyen ben, sonunda dünya ile tanıştım. Henüz bir bebek gibiyim. Bugüne kadar içinde büyüttüğün ve 30 yaşına getirdiğin kadını bugün uykuya yatır. Hâlâ sersem sepelek de olsa ayakta ve bana zorbalık yapmayı düşünüyor. Beni de kendisi gibi güvensiz bir dünyaya çekmeye çalışıyor. Oysa biz seninle daha güzel bir gelecek inşa edebiliriz.
Bugün sana bebek aklımla rüyamda gördüğüm seni anlatacağım. Bilincin uykudaydı. Ancak yine de senin gözlerinle dünyayı deneyimleme fırsatı yakaladım. Bunun için sana teşekkür ederim. O hâlde ilk hayalimi seninle paylaşıyorum, hazır mısın?
Teşekkür et ve şükret! Sahip olduğun güzellikler için her sabah uyandığında önce Tengri’ye bunları sana bahşettiği için, doğa anaya bu güzellikleri seninle paylaştığı için, ailene seni bu güzellikleri görebilmen için hayata getirdiği için teşekkür et. Şükret! Vücut bütünlüğüne, sağlığına, sevdiklerinin yanında olmasına ve onlarla geçirdiğin her saniyeye… Uzakta bile olsanız, kalpleriniz arasındaki o görünmez sicimle bağlı olduğunuz için şükret. Dünya nimetlerini deneyimleyebilme imkânı bulabildiğin ve kendin için doğru olanı seçebilecek kadar zekâya sahip olduğun için şükret. Seni mutlu eden her ana ve herkese teşekkür et. Bir teşekkür edersen senden eksilmez. Aksine karşındakine verdikçe çoğalacaksın. Hatalarına bile teşekkür et ve şükret. Onlar, sana doğruyu öğretecek, seni daha iyi bir insan yapmak için önüne çıkan sınavlar. Onlara farklı bir gözle bakmayı öğren ve kendini yaptıklarınla değil yapabileceklerinle değerlendir.
Sevmeyi öğren! Önce kendinden başla. Bedenini kabullen. Sana verilen gözler, kaşlar, dudak, burun, kollar, bacaklar, gövde ve diğer uzuvlarınla öyle eşsizsin ki! Bunlar mucizevi bir şekilde var oldu. Onlara dokun, onları sev, sahiplen. İçini de sev. Her insan, içinde iyiyi ve kötüyü barındırır. Dünyanın dengesi bile iyi-kötü üzerine kurulu iken senin sadece kötü olman beklenemez. İçindeki kötülüklere değil iyiliklere odaklan. Zamanla kötülüklerini törpülemeyi öğreneceksin zaten. Bir anda olmayacak. Sancılı olacak belki de. Bunu 30 yaşındaki kadının kaybetmek istemediği benliğine ver. Ama artık ben de varım. İçinde iki farklı benliğe yer yok; birimizi seçmek zorunda kalacaksın. Öğretilerime kulak vermeyi seçersen seni daha ışıl ışıl bir geleceğe taşıyacağım.
Kendini sevmeyi öğrendikten sonra insanları sevmeyi öğren. Sözde değil, özde sev. İnsanları hataları ve doğruları ile kabul ederken doğruluk algını kaybetme. Kimseye duymak istediği için “Seni seviyorum.” deme. İnsanların içlerini görmeyi öğren. Teraziyi kullanmayı öğren. Adaletin terazisi seni asla yanıltmayacak. İçgüdülerine güvenmeyi de öğren. Ben hep yanında olacağım.
Doğayı sev! Onu koru, zarar verme. Canını yakma, kirletme.
Elinden geldiğince her canlıya yardım et! Bitkileri sula, onlara güzel olduklarını fısılda. Hayvanları sev ve besle. Aç bir insan görürsen karnını doyur. Sevgi paylaştıkça çoğalır. Yine eksilmeyeceksin. Aksine, sen artacaksın.
Yargılama ve kimseye üstten bakma! Nereden bilebilirsin karşındaki insandan öğrenecek çok şeyin olmadığını? Hem kimse kimseden üstün yaratılmadı. Dünyaya gelen bir kedinin de bir çiçeğin de senin de eşit yaşama haklarına sahip olduğunu unutma. Sokakta yaşayan bir evsizin de senden farksız olduğunu unutma! Yargılama, üstten bakma ve hatta gücün ölçüsünde yardımcı ol. Kimseye konumuna göre davranma. Verdikçe çoğalacaksın, bunu sakın unutma.
Dinlemeyi öğren! Bugüne kadar kulaklarının asla yeterince değerini bilmedin. Senin için başının iki yanında yer alan organlardı onlar. Hatta aralarında gizli bir tünel vardı. Duyduğun her sesi, birinden alıp diğerinden havaya geri bıraktın. Oysa dinlemeyi bilseydin sana pek çok giz fısıldadı evren. Tanıdığın insanlar ve doğa aracılığıyla çağırdığın o yardımı göndermişti pek çok kere sana. Fakat zihninin içinde öyle hapsolmuştun ki kulaklarının arasındaki tüneli yıkmak gelmedi aklına. Şimdi yık o tüneli ve duy evreni!
Özür dile! Eğer hatalıysan ve bir kalbi kırdıysan özür dilemek acizlik değildir. Kelimelerinin farkında olarak konuşursan ve anın içinde kalırsan kalp kırmazsın. Kimseyi bilerek kırma. Kırılan bir kalbi onarabilirsin; ancak kırık bir vazoyu onardığında ilk hali gibi kalmayacağı gibi kırık bir kalbi onardığında da yaraların izleri kalacaktır. Yaralama ki yara izi olmasın. İz bırakmak istiyorsan daha güzel yollara başvur. Severek iz bırak. Mutlu ederek iz bırak. Paylaşarak iz bırak. Yardım ederek iz bırak. Sevdiğin insanların elinden tutarak iz bırak. Yanlarında olarak iz bırak. Özür dilemek zorunda kaldığın bir durumda zorlanma. Özür dilemek, köprü kurar. İletişimi sağlıklı kılar.
Hareket et! Eğer yerinde durursan akıp giden sadece zaman olmaz. Akıp giden, kaybettiğin onca şeyi düşün. Bugüne kadar yapabileceğin her şeyi yerinde durduğun için kaybettin. Adım at ve hayatı yakala. Kuşlar uçuyor, rüzgâr esiyor. Koş, yakala onları.
Hayal et ve gerçekleştir! Uçsuz bucaksız bir hayal dünyası ile ödüllendirildiğini unutma. Eğer onu yalnızca paketiyle rafında saklamayı düşünüyorsan Tengri’yi gücendirirsin. Oysa sen içinde inanılmaz bir sevgiye ve inanılmaz bir güce sahipsin. Başarmak için harekete geçmen yeterli. Hayallerinden vazgeçme. Onlar için savaş. Onlara dört elle sarıl ve gerçek olmalarına izin ver.
Saygı duy, adil ol, dürüst ol, güvenilir ol!
Sağlıklı beslen, spor yap!
Anda kal!
Ve en önemlisi de sözcükleri kullanmaktan çekinme! İletişimin en önemli adımı ifade etmektir. Kendini ifade etmeye başla. Eğer içinden konuşursan kimse seni duyamaz. Bir süre sonra sustukların içinde büyür ve taşamayan ifadelerin, bariyer olur sevdiklerinle aranda. Seviyorsan sevdiğini kaybetmeden dile getir. Kızdıysan anında söyle ve sorunu çöz. Küs kalma, kırgınlıklarını içinde tutma. İçindekilerin seni de kırabileceğini unutma.
Çok şey söyledim belki de. Ancak bunları benim için düşünmeni istiyorum. Bir sonraki konuşmamızda bana senin cevabının ne olacağını merakla bekleyeceğim. Bugün aylardan Ekim, günlerden Pazar ve tarih 16 Ekim 2022. Seni yakın zamanda duymayı umuyorum. Şimdilik hoşça kal.