İLKNUR İŞCAN KAYA
Yola Revan Olan Misafir
Yorgun…
Testi çatlağından sızısı akan sudan
Hallice gece…
Sessizliğine büründüğün sırça köşkün içinde
Görebilir misin çiçeklerin başkaldırısını…
Hissedebilir misin kalbinde
Bezgin ayak seslerini gölgeler duymaz…
Kara kutu mavi yıldız
Köşe bucak saklandığın yerin dibinde
Senden haberdar bir tarçın elması
Açar kapağını
Kıyamazken dokunmaya
Kayar gidersin umulmaz anda
Gümüş sûretli yakamozların sırtında…
Dar geçit ararken duvar dibinde
El tutar yüzü
Yüz tutar adımları
Pamuk serili kuş tüyü akşamları
Bozar soğuk nefesi korkuların
Silinmeze yazılı uğrak noktaların…
Tutuşunda kilitli hedefi, sorgulayan karar
Önce ve sonra sessizliği doldururken temreni
Yağar olur hiç penceresi efsunkâr
Döne döne iner zerreye sere serpe…
Gönül’e hasret
Döker karanlık sızısını
Yola revan olmuş
İnce ince durulanan misafir
Açıverir öke yaprağını…