ALPER GENCER
Yukarı Doğru İnen Kepenkler
adamlar sabahtan beri önümde mezar kazıyorlar
güneşli havanın içinde dolanan sert bir rüzgar var
cennet aslında koca bir yalandan ibarettir
ev içlerinde
küçük odalarda
ırmakların altından aktığını hissettiğin zaman cennettesindir
akrep ile yelkovan
mesela saatin üç olduğuna inandırmışsa seni
güneş akşamın vedasına sabahın merhabasına kurulmuşsa
pilini çıkarsan da çalışmaya devam eden aşkı hatırla
renkler yalancıdır sevgilim
kırmızı
inandırıcıdır
olduğuna inanayım istiyorsun
ama sen de benim gibi koca bir hiçsin
tutsa bahis gelse zar çıksa piyango
üsküdar’a doğru yokuş aşağı inersin
sahilde buluşur vapuru kaçırırız
allah şu denizin kalbinden borç verir bize
köpürür köpürür öderiz
atlar kuzeye doğru koşmaya başladığında
güneşe rağmen soğuyan şeylerin ortasında kalacaksın
önce atın donacak sonra sen öleceksin
sana rüzgarından sual edecekler
güneşi avuçlarında taşıyan insanlarla birlikte
suların faturasız aktığı bir oluktan
yıkıla yıkıla yıkanacaksın
benimle bir toprağa girmekse mesele
beraber ölmek gibisi yoktur sevgilim
ama şu kadarcık bile var değilim ya…
olsam
dükkan senin
dükkan senin
Mart 2015 / Devrim ve Çay