SEVDA RALE ARMAĞAN
Zağferanla Okundukça Yağmurlar
Buyurdu gece, aşk kadehinde suslarını
laci ve soğuk aralık anlarından
efsunlu bir dokunuş muydu akılda kalan
yoksa kulaklara üfürülmüş bir vesvese mi
hayatımızı soyan.
Uyu diyor zamana direnen nağmeler
uyu, uyduğunda bir sevinin masallarına
uyu kollarında aldatan gevezeliklerin
biz kimiz, sen kimsin, o kim
nerede unutuldu ulu çıdamlar
rengâhenk bir ateş çelengi
ruhumuzun aynası.
Iskalanan yalnızca kuşkular
beyaz hayal perdelerine düşen
sualleri hangi kutlu dağa gömsek
gömsek mi acaba şeyda tortularını
kalmazdı o zaman
karanlıkların bir hüneri
kalmazdı çınarın gölgesini taklitten yorulan adamlar
ve gül benzinde çıngarı omuzlarında taşıyan Havvalar.
Aşk hummasını tatmayanlar ne bilsin
ezelin vahyini.
Göğün saçları düşüyorken ardıma
aklımın kuyularını yağmurla doldurmak isterdim
o yağmurlar ki okundukça zağferanla
irfanımı çoğaltır zannından yürüdüğüm
cerahat sızan kollarıyla uzayan kent
debdebesiz sanışlar
ve birden ihtiyar eden korkular
korkutmuyor madensi gürültüler kadar.